Ostim SGM önünde KAFES eylemi yaptık.

Büro-İş Sendikası olarak; Çalışan personel için sağlık şartları olarak uygun olmayan Ostim SGM Hizmet binasının yerinin değişmesi  ve Tasarruf Tedbirleri adı altında kamu çalışanlarının kazanılmış haklarının gasp edilmesine karşı Ostim SGM önünde KAFES eylemli basın açıklaması yaptık.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların yönetici ve üyelerinin de destek verdiği basın açıklamasını Sendikamız adına Genel Başkanınız Alay HAMZAÇEBİ yaptı.

 Basın açıklamamızın metni:

Hükümet bir yandan Tasarruf Tedbirleri adı altında kamu çalışanlarının kazanılmış servis, mesai, lojman haklarını elinden alırken diğer taraftan yeni kamu binaları kiralayarak tutarsızlığa neden olmaktadır.

Bir başka tutarsızlıkta elinde mevcut kamuya ait hizmet verebilecek binalar varken bu binaların satılarak kiralamaya devam edilmesidir.

Bu tezat durumun  en güzel örneği şu gördüğünüz Ostim Sosyal Güvenlik Merkezi Hizmet binası. Burası İş merkezinin  -1. Katta olup 10 yıldan fazladır kiralık.  Aylık yüzbinlerce kira ödeniyor. Bu iş yerinin bir başka özelliği de var. İnsan sağlığı açısından bir çok olumsuzluklara sahip olmasıdır.

Binanın sadece ön cephesi ışık almaktadır. Güneş zaten hiç almıyor. “güneş girmeyen eve doktor girer.” Sözünü tam da burası ifade etmektedir. Binanın ısıtma, havalandırma, soğutma sorunları var.

İç bölümlerde görev yapan arkadaşlarımız ne gün yüzü görmekte ne de nefes alabilmekteler. Aldıkları nefes ise yemek, arşiv, rutubet, nem kokusu. Dolayısıyla bu iş yeri “Hasta Bina Sendromu” kapsamındadır.

Binaların fiziksel ve mekânsal konum ve eksikliklerinin; çalışan personel üzerinde gözlerde uzun süre uyum çabası yaşattığı, buna bağlı olarak görme bulanıklığı, oküler ağrı, gözlerde yorgunluk, kaşıntı, kızarıklık, yanma ve diğer tahriş belirtileri, göz yaşarması, göz kuruması, gözlerin uyum yeteneğinin azalması, renk tersinimleri, geçmek bilmeyen sırt ağrıları, uyku düzensizlikleri, sürekli gerginlik ve kaygılanma, sürekli yorgunluk, bitkinlik hali, halsizlik, baş ağrısı, isteksizlik, konsantrasyon bozukluğu,  Astım vari solunum sıkıntıları, zatürre, vitamin eksikliği,  bağışıklık sistemi bozukluğu, depresyon sorunlarını ortaya çıkardığı ve bu rahatsızlıkların zamanla  kronik bir hale neden olduğu tıbben bilinmektedir. Bu rahatsızlık ve hastalıkların bir ve birden çoğu hastane/klinik raporları ile sabit olup çalışan personelde de görülmektedir.

Büro-İş Sendikası olarak; bu işyerinin fiziksel ve mekânsal olarak sağlık ve ulaşım açısından daha elverişli bir yere taşınması için Sosyal Güvenlik Kurum Başkanlığına 11 Eylül 2023’de yazı yazdık. 22 Eylül 2023 tarih ve 80961196 sayılı aldığımız cevabı yazıda, Ostim SGM için yeni hizmet binasına ilişkin çalışmaların devam etmekte olduğu sendikamıza bildirildi. Dikkat ederseniz çalışmalara başlandı denmiyor, devam etmekte olduğu söyleniyor. Çünkü çok daha önceden idare bildiği halde hiçbir çözüm üretmedi. Devlete gelir getiren bir kurumun zindan gibi yerleri kiralayıp çalışanları kafese tıkması kabul edilebilir bir yönetim anlayışı değildir.

 

Saraydan veya yukarıdan bakınca her şey güllük gülistanlık!. Ama öyle değil. Burası bildiğiniz mahzen. El insaf.  Kurum Başkanını ve Bakanı buraya davet ediyoruz. Lüks makam odalarından çıksın gelsin buranın halini bir görsünler. Söylentilere göre bu yerin sahibi iktidara yakın hatırlı bir kişiymiş. Bundan dolayı bu mahzen gibi yere yıllardır kira ödüyorlar.   Çalışanın sağlığı gitmiş hiç umurlarında değil.

Biz Büro-İş Sendikası olarak uyarıyoruz. Siz dokunmazsanız biz dokunacağız. Alın size tasarruf. Kendi yerleriniz varken neden kiralamaya devam ediyorsunuz. Uygun yerin yoksa kira ödeyeceksen başka yer kirala oraya öde. Bu bölgede kiralık yer çok. Bir an önce burayı taşıyın. Yoksa iş bırakma dahil seri eylemlere devam edeceğiz.

Bu iş yeri Ankara’da gerek çalışma ortamı gerekse ulaşım açısından sürgün yeri statüsündedir. Çalışma ortamlarını hep beraber gördük.  Birde ulaşım konusuna yeri gelmişken değinelim. Burada görev yapan arkadaşlar Ankara’nın değişik semtlerinden birkaç vesait değiştirerek buraya gelmektedirler.

Ulaşım büyükşehirlerde en büyük sorunların başında gelmektedir. Gerek zaman kaybı gerekse, ekonomik açıdan kamu çalışanlarını çok zor durumda bırakacaktır. Ayrıca bunun dışında gerek belediye gerekse özel kişiler tarafından yapılan toplu taşıma kapasitesi de yetersiz, kalacak, ulaşım ve trafik sorunu daha da artacak, kredi çekenler başta olmak üzere servis taşımacılığı yapanlar büyük mağduriyet yaşayacaktır. Kısacası “attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecektir.”  Toplu Sözleşme ile kazanılmış hakkımız olan servislerimize dokunmayın. Servislerimiz zaten Tolu Taşıma görevi ifa etmektedir.

 Kişilere ve aile bireylerine tahsisli korumalı lüks makam araçlarından, onlarca özel uçak filolarınızdan, saraylarınızdan tasarruf edin. Memuru mahzen gibi yerlere, kafeslere hapis etmekten vazgeçin.





Sosyal Medyada Paylaş