Basın açıklamamıza Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı
Mehmet Balık, Genel Sekreteri Mehmet Koç, Genel Mali Sekreteri Mücahit Dede, Konfederasyonumuz
önceki dönem Genel Dış İlişkiler ve Ar-Ge Sekreteri Doğan Altun, Genel
Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, MYK üyeleri, Eğitim-İş Ankara 3 Nolu
Şube Başkanı Doğan Dağdelen katılarak destek vermişlerdir.
Sendikamız adına Genel Başkanımız Alay HAMZAÇEBİ’nin yaptığı basın açıklamamızın tam metni:
14
Ocak 2022-ANKARA
Değerli
Basın Emekçileri;
Bugün
Cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, aynı
zamanda Türk Milletinin de annesi olan Zübeyde Hanımın 99. Vefat yıl dönümü.
Zübeyde annemizi saygı ve rahmetle anıyoruz.
Sözlerimize
başlamadan önce İktidarın zihniyeti ile oluşan siyasal iklimden cesaret
alanların işlemiş olduğu kadın cinayetleri ile vakıf, cemaat ve tarikat
yurtlarında meydana gelen öğrenci intiharları hakkında sendikamızın görüşlerini
belirtmek istiyoruz.
Hükümetin
liyakatsiz, adam kayırmacı, yandaş sermaye odaklı ekonomik politikaları ile hak,
hukuk, adalet bilmez baskı yönetiminden dolayı iş bulma umudunu kaybeden yetişmiş
insanlarımız yurtdışına kaçmaktadır. Mevcut düzende hem elimizde nitelikli
insanımızı tutamıyor, tutabildiklerimizi de tarikat ve cemaatlere karşı
koruyamıyoruz.
İstanbul
Sözleşmesi uygulanmalı, cemaat ve tarikatlar kapatılarak, vakıf, cemaat ve tarikatların ellerinde
bulunan eğitim ve yurtlar derhal kamulaştırılarak laik bilimsel eğitime
geçilmelidir.
Kıymetli
Basın Emekçileri
Yarın
ayın 15’i memurun maaş günü. Bordrolarımıza baktığımızda ve 2021 yılının Ocak
ayı ile karşılaştırdığımızda Memur
ve emeklisinin maaşlarının TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon rakamları ile daha
da erimiş olduğunu görmekteyiz.
Bağımsız araştırma Grubu ENAG’a ve bizlere göre elbette gerçek enflasyon çok yüksek
bulunmakla beraber TÜİK’in rakamlarını baz aldığımız da bile hükümet kendi
açıkladığı enflasyon farkını dahi memura vermemiştir.
Konuya burada bir açıklık getirelim. Zam;
enflasyon üzerinde bir artış olursa zam olur.
Öncelikle 2021 yılı TÜİK’in enflasyon
rakamlarına ve 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. Dönem Toplu Sözleşme zam
oranlarına bakmak gerekir.
5. dönem toplu sözleşme gereği memur ve
emeklileri için 2021’de yüzde 3+3’e ilave
olarak varsa enflasyon farkı oranında artış belirlenmişti.
Bizler Ocak 2021’de ne aldık? 2020 yılından gelen enflasyon farkını hesaba
katmıyoruz. Nedeni önce enflasyon oluşuyor fark sonradan maaşlara yansıtılıyor.
Dolayısıyla 2021 yılında Toplu Sözleşme gereği toplamda % 6 zam almamız gerekmekteydi. 2021 yıllık
enflasyon oranı % 36,08 olarak
açıklandı. Bu enflasyonun ilk altı aylık yüzde 5.45’lik kısmını Temmuz/2021
maaşı ile aldık. Geriye % 30,63 oranında 2021 yılından kalan enflasyon farkı
alacağımız kaldı. Bu bir kenarda dursun.
Şimdi 2022-2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem Toplu
Sözleşme zam oranlarına bakalım.
2022’nin ilk altı ayı için % 5
Normalde bizlerin Ocak 2022’de, 2021’den kalan
% 30,63 enflasyon farkı ile beraber % 35,63 zam almamız gerekirdi.
Peki hükümet memur ve emeklisine Ocak 2022 de
ne kadar zam vereceğini açıkladı. % 30,5. Bunun içerisinde 6. Dönem toplu sözleşme
gereği 2022’nin ilk altı aylık zammı olan % 5’e Cumhurbaşkanınca
eklenen % 2,5 ile beraber toplam % 7,5’da bulunmakta. Bu % 2,5 da eklenirse 38,13 eder. Hükümetin
hesabına göre kaybımız %7,63. Nerede bu fark? Hükümet
yüzde sekize yakın yine memur maaşlarını tırpanlamış oldu.
2021 Yılı enflasyonuna yansımaması için, 31
Aralıkta açıklanıp 1 Ocak’ta geçerli olacak şekilde elektriğe % 50 ile % 127
arası zam, doğalgaz, vergi ve harçlara yapılan % 36 zamları da hesaba katmak
gerekir. Burada elektrik zamlarına ayrı bir parantez açalım. 150 KW saatin
üstünde olan konutların % 127 zamlı olması başta evinde cihazlara bağlı olan
hastası bulunanlar, eğitim gören çocuklu aileler olmak üzere adaletsiz bir
uygulamadır.
Şimdi soruyoruz; bu zammı, zamcık mı, kazık mı?
Bu yapılan rakamlarla cambazlık edip aklımızla dalga geçmektir.
Bu toplu sözleşmeye imza atan yandaş sendika
Memursen’i kınıyoruz.
Değerli Basın Emekçileri;
TÜRK-İŞ’e göre 2021 yılı Ocak
ayını kapsayan haliyle açlık sınırı 2 bin 718 TL, yoksulluk sınırı 8 bin 856 TL olarak açıklanmıştır.
En son Aralık enflasyonu hariç 2021
yılı Aralık ayında açıklanan AÇLIK SINIRI 4
bin 013 TL ve YOKSULLUK SINIRI 13 bin 073 TL. olmuştur. Aralık enflasyonu hariç Açlık ve yoksulluk sınırı artışı % 48’dir.
Bağımsız araştırma Grubu ENAG’a göre yıllık enflasyon %83 olarak
gerçekleşmiştir. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in hesaplamaları da aynı oranları
işaret etmektedir. Bu zamlar, kaşıkla verip kepçeyle geri almak demektir.
Kıymetli Basın Emekçileri,
Gelir Vergisinde yapılan düzenlemeler
ile Asgari Ücrete isabet eden kısım vergi dışı bırakılmıştır. Asgari geçim
indirimi olan AGi’de kaldırılmıştır. Hükümet tarafından Vergi avantajı olarak
lanse edilen bu uygulama asgari ücret seviyesinde maaş alan pozitif ayrımcılığa
sahip engellilerin bu ayrımcılığını ortadan kaldırmıştır. Asgari ücret
seviyesinde bir ücret alan engelli birinin aylık 300, yıllıkta 3 bin 600-TL
kaybı bulunmaktadır. Kısacası Engelli, engelsiz eşitlenmiştir. Bir başka boyutu
da evli, eşi çalışmayan, çocuklu bir çalışan ile bekâr bir çalışan
eşitlemiştir. 3-5 çocuk yapın dediğiniz ailelerin durumu ne olacak?
Buradan Hükümete
sesleniyoruz;
Engellilere ve eşi
çalışmayan çocuklu emekçilere pozitif ayrımcılık tanınmalı,
Emekçiler için Vergi
dilimi matrahı artırılarak, oran % 10’da sabitlenmeli,
Geçmiş yıl kayıplarımız
ile vergi ve harçlar ile, elektriğe, doğalgaza yapılan yeni zam oranları
dikkate alınmalı; Siyaset, ticaret, grev yapması yasak olan memur için en düşük
maaş 15.000-TL olmalıdır.
Elektrik, doğalgaz, köprü, hastane, otoyollar, eğitim
kurumları ve yurtlar kamulaştırılmalı.
Dövizle yapılan kamu ihaleleri TL’ye çevrilmeli.
3600 Ek gösterge ayrım
yapılmadan herkese verilmeli.
Yardımcı Hizmetler sınıfı
kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik Hizmetler Sınıfına,
diğerleri de Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilerek Ek- Göstergeden
faydalandırılmalıdır.
Tazminat, zam ve benzeri
tüm ödemeler emekli aylığına sayılmalı.
Emeklilikte yaşa takılanların
mağduriyeti giderilmeli.
Acil olarak 4/B sözleşmeliler
kadroya geçirilmeli.
Emekli, dul ve yetim
maaşlarına insan onuruna yaraşır bir düzenleme yapılmalıdır.
Kıymetli basın
emekçileri;
Hükümetin yandaş ve
sermaye odaklı politikaları sonucu enflasyon ve zamlar hem paranın değerini hem
de satın alma gücümüzü oldukça eritmiştir, faturayı da biz emekçilere
ödetmektedirler.
Bir örnekle açıklamak
gerekirse;
Bir turist Türkiye’ye implant
yaptırmak için gelir. 10 bin doları 18 TL’den bozdurup 180 bin TL alır. Bir
hafta Türkiye’ de kalır. Hem diş tedavisini yaptırır hem de yer, içer, gezer,
konaklar 50 Bin TL harcar. Bir hafta
sonra kalan 130 bin TL’yi 13 TL’den Dolara çevirip 10 Bin Doları alıp Türkiye’den
ayrılır. Bu Turist 10 bin Dolar ile geldi 10 bin Dolar ile Türkiye’den ayrıldı.
Bilindiği üzere devlet Milletvekilleri, Yüksek Yargı mensupları, Kuvvet
Komutanları ve aile bireylerinin implant giderlerini ödüyor. Normal Memurun
ödemiyor.
Büyük ekonomistlerimize
Soruyoruz, bu turistin masraflarını kim ödemiş oldu.?
Ekonomik düzen o kadar
çökmüş ki, madeni paramızın satın alma
değeri, hurda değerinin altına düşmüştür. Bizler bu düzeni elimizde kalan
kumbaraları kırarak protesto ediyoruz. Kumbaraya gerek kalmamış oldu. Bir kumbara
kültürümüz vardı o da tarihe karışmış oldu.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.