Büyük ve asil milletimizin yokluklar ve güçlükler
içerisinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde istiklal mücadelesinde
gösterdiği azim ve kararlılık ile bugün daha çağdaş bir Türkiye için ortaya
koyduğu çabanın ilham kaynağı, özgürlüğün,
eşitliğin, adaletin dayanağı olan Ulusal Egemenliğimizin 100. Yılı. İle Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan
edilen ve 60 civarında ülkede kutlanan tek Çocuk Bayramı olan 23 Nisan bugünlerde
Milli iradenin oluşumu ve Çocuk Bayramı olması dolayısıyla iki anlamda Türk
Ulusu için çok daha önem kazanmaktadır.
1-Milli iradenin oluşumu açısından;
23 Nisan, Milli iradenin bir kişinin elinden alınıp
halka verilmesi ile Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm
noktasıdır. Bu günle ilgili Atatürk’ün “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu
devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur.
Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O
da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” sözünden; mutlak ve sınırsız
egemenliğin halka ait olduğu, milli irade bir şahsın düşünmesinden değil bütün
ulus bireylerinin arzu ve emellerinin bileşkesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu
milli iradenin kullanılma yetkisi de halkın temsil edildiği TBMM’ne aittir.
Aradan geçen 100 yıl da ileri demokrasi hayalleri
kurarken 24 Haziran 2018
seçimleri ile oluşturulan siyasi yapı sonucu TBMM entübe
edilerek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile tek adam yönetimine geçilmiştir. Başladığımız
noktaya geri gelmiş bulunmaktayız. Bunun sonucu olarak AKP Hükümeti tarafından
öngörüsüz, beceriksiz, liyakatsiz yönetici atamaları ile ülkemizin algoritması
bozulmuş, kaynakları, doğası talan edilmiş, şuursuzca tüketilmiş, ekonomimiz çökertilmiş, emek
sömürülmüş, sosyal adalet bozulmuş, koronavirüs bulaşısı nedeniyle devlet vatandaşına
iban vererek bir maske bile dağıtamaz duruma getirilmiş, virüsün bulaşmasını
engelleme adına dünyaya örnek olacak konut kredilerinde kredilendirilebilir oranı % 10 artırmış, yurt içi uçuşlarda kdv
oranı % 18 den % 1’e düşürülmüş hatta basın yayın kuruluşlarına kapama cezası
bile verilmiştir.
2-Çocuk Bayramı olması açısından;
Atatürk'e göre "Vatanı korumak çocukları
korumakla başlar." Çocuk yurdun temelidir, ülkenin geleceğidir.
24 haziran 2018 seçimleri sonucu oluşturulan siyasal
yapıdan en çok olumsuz olarak etkilenenlerin
başında da korunması gereken ve dezavantajlı grupta bulunan çocuklar
gelmektedir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım
1989 tarihinde kabul edilen ve Türkiye’nin de ilk imzalayan ülkelerden biri
olarak taraf olduğu on sekiz yaşına kadar her bireyin çocuk olarak
kabul edildiği Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye göre Çocuk Hakları; kanunen veya
ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim,
sağlık, yaşama, barınma, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı
korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel
kavramdır. Özel bir ilgiye gereksinimi olan, şiddete, ekonomik ve cinsel
sömürüye, cinsel suistimale, uyuşturucu ve psikotrop madde bağımlılığı ve
ticaretine, çocukların kaçırılması ve satılmasına, fuhuşa ve suça
sürüklenmeye karşı korunması gereken bütün çocuklar; barış, onur, anlayış,
özgürlük, eşitlik ve dayanışma ortamı içinde büyümelidir.
Çocuk hakları konusunda Türkiye’nin karnesi hiç de iç açıcı değildir. Çocuklara karşı
cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünyada üçüncü sırada yer alan Türkiye’de
2 milyona yaklaşan çocuk işçinin bulunduğu, kayıt dışı çalıştırıldığı, çıraklık
adı altında emeklerinin sömürüldüğü,
cinsel istismara ve tecavüzlere uğradığı, çocuklara karşı Pedofili ve Ensest sapkınlığının
arttığı, çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının sayısının her geçen gün
arttığı, bu evlenmeler sonucu hamile kalan kız çocuklarının doğuma bağlı olarak
hayatlarını kaybettikleri, dilencilik ve kapkaççılık yaptırıldığı, sokakta
yaşamak zorunda bırakıldığı bilinmektedir. Milyonlarca çocuk; şiddet, istismar
ve sömürü altında çocukluklarını yaşayamadan büyüyorlar.
Çocuklara karşı istenmeyen bütün bu durumların ülkenin siyasi yapısıyla doğru orantılı olarak
bağlantısı bulunmaktadır. Demokrasisi zayıflatılmış, milletin egemenliği bir
kişiye bırakılmış bir ülke; kendi çocuklarının mutluluğu için başkalarının
çocuklarını sömüren emperyalist sisteme
hizmet eder duruma gelir.
Dünyada ve Türkiye’de çocuk olmaz gerçekten zordur. Yoğun bakımda solunum cihazına bağlanan Milli Egemenliğimize ve yarınlarımız olan çocuklarımıza sahip çıkma ve virüslü bu düzenden kurtulma adına; 23 Nisanı Koronavirüs bulaşısı nedeniyle açık alanlarda toplu olarak kutlayamazsak da ev, iş yeri gibi bulunduğumuz ortamlarda bayraklarımızı asarak coşkuyla İstiklal Marşımızı seslendirerek sizleri kutlamaya davet eder, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlar, bugünleri bizlere armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere birinci meclisin ve milli mücadelenin kahramanlarını saygı ve rahmetle anıyoruz.
Merkez Yönetim Kurulu