BASIN
BİLDİRİSİ
1 Eylül 2020
Adli Yıl Açılışını, halkın ve
çalışanın sarayı olan Adliye Sarayları dahil Türkiye’de yapacak binlerce mekân
bulunmasına rağmen 2020-2021 yılında da yürütmenin merkezi olan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’n da yapılacak olmasını;
hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına inanan Büro-İş
Sendikası olarak bizler; Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle
beraber partili Cumhurbaşkanı sıfatını
kazanarak tarafsızlığını kaybeden, devletin değil partinin siyasetini temsil
eder hale gelen Cumhurbaşkanlığı makamına bağlı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’n da
yapılmasını doğru bulmuyoruz.
Adli Yıl Açılışı, tarafsız bir
mekânda yapılmalı. Bu açılışa sadece baro temsilcileri, yüksek yargı
temsilcileri, hâkim ve savcılar ile siyaset erkanı davet edilmemeli. Açılışa, yargı sisteminin esas yükünü çeken ve
çoğunluğunu oluşturan yargı çalışanlarını temsil eden sendika ve dernek gibi
kuruluşların davet edilerek söz hakkı verilmesi gerektiğine inanmaktayız. Bu
şekliyle yargı sistemini hâkim, savcı ve avukattan ibaret gören anlayış ile
düzenlenen Adli Yıl Açılışı seremoniden başka bir şey değildir.
Kovid-19 pandemisi bahanesiyle bağımsızlığımıza giden yolda Emperyalist
güçlere karşı verilen mücadelenin 98. Yılında 30 Ağustos Zafer Bayramımızın
kutlamalarına engel olanların aynı pandemi döneminde Hâkim ve savcıların törene
katılmasını zorunlu tutması, yargının tarafsız değil yürütmeye bağımlı hale
geldiğinin göstergesidir. Bu durum Anayasa’nın hukuk devleti ilkesini
zedelemekte ve bireyler olarak temel hak ve özgürlüklerimiz
açısından derin kaygı duymaktayız. Hâkimin bağımsızlığının sağlanması gereken
en önemli erk kuşkusuz yürütme organı olup yargının bağımsızlığı ve
tarafsızlığının siyasetin gölgesinden kurtarılması gerekir.
Geçen Adli Yıl Açılışından bugüne
kadar ki süreçte yasalaşan Yargı Reformu Paketlerinde çalışanlar için hiçbir
olumlu düzenleme bulunmazken çoklu, alternatif baro uygulamasına geçilmesi;
yargının pusulasını kaybettiği anlamına gelmektedir.
Bugün; işsizliğin arttığı,
fabrikaların kapandığı, kendi doğal kaynaklarımızın yabancılara peşkeş
çekildiği, ormanlarımızın yok edildiği, doğanın katledildiği, hukukun ve temel
insan haklarının ihlal edildiği, Pandeminin etkisiyle de bu sorunların pik
yaptığı bir süreçten geçmekteyiz.
Yargı çalışanları kaç yıl daha
ekonomik çöküntü ve kronikleşmiş sorunlar içerisinde Adli Yıl Açılışlarına ve
personelin intihar olaylarına şahit olacaktır.
Adalet hizmetine ilişkin sorunlar
kapalı kapılar arasında, halktan ve çalışandan uzak saraylarda seromoni
düzenleyerek çözülemez. Çalışanların talepleri başka bahara kalmasın.
Bu kapsamda, yargı çalışanlarının
çözüm bekleyen birçok sorununun, halen çözümlenmediği gibi bugün maalesef adli
sistemimizde yargıyı hâkim ve savcılardan ibaret gören kısır bir anlayış
bulunmaktadır. Oysa hakim, savcı, zabıt kâtibi, mübaşir, yazı
işleri müdürü, sosyal hizmet uzmanları, teknisyenler, 4/A-4/B sözleşmeliler,
taşeron işçiler olarak hep birlikte adalet hizmeti üretmekteyiz.
Bizler yargı çalışanları olarak;
-Aslolan her çalışanın insan onuruna
yaraşır bir yaşama yetecek ücret elde etmesi gerektiği bilinciyle 3600
göstergenin ayrımsız tüm kamu emekçilerine verilmesini,
-Yargı çalışanlarına Hâkim ve
Savcılarda olduğu gibi brüt maaşlarının %10’u tutarında yargı ödeneği verilmesi,
-Temel insani ihtiyaç olan ve Yüksek
yargı mensuplarına sağlanan Milletvekili Sağlık Güvencesinden bütün
çalışanların faydalandırılması,
-Ulaşım ödeneğinin, tüm adliye
çalışanlarına ödenmesini,
-Yardımcı Hizmetler Sınıfında
çalışan personelin, Genel İdari Hizmetler Sınıfına alınmasını,
-Sözleşmeli statüde bulunan 4/B
lilerin 4/A kadrosuna geçirilmesini,
-Yargı çalışanlarının tamamına fazla
mesai ücretinin ödenmesini,
-Yargı çalışanlarının kaldırılan
“Havuz Paralarının” kaynakları itibariyle zenginleştirilerek geri verilmesini,
-Adalet Hizmetleri tazminatının
tabana yayılmasını;
-Yargı çalışanlarına fiili hizmet
zammının getirilmesini,
-Adli Yıl açılış ayında tüm yargı
çalışanlarına 1 maaş tutarında ikramiye verilmesini,
-Nöbet görevi verilen Yargı
Çalışanlarının, nöbet ücreti ve izinlerinde komisyonlar arasındaki uygulama
farklılıkları giderilmesini,
-Yemek, Lojman ve kreş sorunları
biran önce çözüme kavuşturulmasını,
-Denetimli Serbestlik Şube
Müdürlüklerinde çalışan personelin sorunlarının çözülmesini,
-Sosyal tesislerden ve lojmanlardan
tüm çalışanların hâkim ve savcılarda olduğu gibi eşit şekilde
faydalandırılmasını,
-Yargı çalışanlarının gerek adliye
içinde gerekse adliye dışında can güvenliği sağlanmasını.
-Personel alımına hız verilerek; iş
yüküne uygun olarak çalışan sayısının arttırılmasını,
-Disiplin hükümleri yönünden yargı
çalışanlarının 2802 sayılı yasadan çıkarılarak 4483 sayılı Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmasını,
-Görevde yükselme sınavlarında
mülakat uygulamasına son verilerek çalışma koşullarının düzeltilmesini,
bakanlıkta hâkim ve savcı dışında bulunan diğer personeller içerisinden de Genel Müdür, Daire Başkanı olarak atama
yapılmasını talep etmekteyiz.
Bu vesileyle;
Yeni adli yılın; tüm vatandaşlarımız
ve yargı çalışanları için Mobbingin, baskının, sürgünün, cezaların,
intiharların olmadığı mutlu, huzurlu bir ortamda geçmesini; yargı sistemimizin
etik, şeffaf, savunmaya saygılı, adaletten yana, bağımsız, tarafsız ve daha
uygar bir hukuk düzeni içerisinde olması dileğiyle, yargı görevini ifa ettiği
sırada ya da görevinden ötürü şehit edilmiş tüm yargı çalışanlarını rahmetle
anıyoruz.
Kamuoyunun bilgisine sunarız.
Merkez Yönetim Kurulu