BU BÜTÇE, BU HALKA AİT DEĞİL!

Bütçe harcamalarının hesabını vermekten kaçan, Sayıştay denetim raporlarını TBMM’den kaçıran AKP İktidarının, hazırladığı bütçenin, gelir kalemlerine ve vergi gelirlerindeki artış hedeflerine bakıldığında;

Üretenin emekçinin çalışanın ve toplumun diğer kesimlerinin unutulduğu halkçı değil rantçı bir bütçeyle karşı karşıyayız.

Resmi rakamlara göre bütçede;

OECD içinde en yüksek dolaylı vergi oranına sahip ülke olan Türkiye’de bu oran %60 ‘ı bulurken; gelişmiş ülkelerde bu oran % 30’u asla geçmez…

348 milyar liralık vergi geliri tutarının içinde tek başına 117,6 milyar TL ile en büyük gelir kalemini dolaylı vergiler oluşturuyor.

İktidar telefondan, akaryakıta kadar, özel tüketim vergisi, özel iletişim vergisi vb. ile elini vatandaşın cebine atıyor.

Şöyle ki; 70,8 milyar liralık gelir vergisi hedefinin yüzde 80’e yakınını ücretliler, çalışan emekçi kesim ödeyecek.

Bütçe tasarısıyla vergi geliri kalemlerinde, para cezalarında, faiz cezalarında yüzde 11 ile yüzde 7,5 arasında artış hedefleniyor. AKP İktidarı Halka kesilecek para cezalarından gelecek yıl 7,9 milyar liralık gelir bekliyor.

Bu demektir ki; vatandaşın aldığı nefese, attığı adıma, trafikteki aracına, ceza yağdırılacak.

Suriyeli sığınmacılara bütçeden resmi olarak 2 milyar liradan fazla para harcandığını açıklayan iktidar,  Halkı 2014 bütçesiyle adeta soymaya, cezalandırmaya hazırlanıyor. 

Bu durumun sebebi dolaylı vergi sistemidir. Kişilerden gelirleriyle orantılı vergi toplanmamakta ve Halkımız daha da fakirleştirilmektedir.

Ülkemizde üretilen toplam mal ve hizmetlerin yaklaşık %94’ü zengin kesime, %6’sı ise en fakir kesime gitmektedir.

Kişilerden gelirleriyle orantılı vergi toplanmaması sebebiyle dar gelirli ve emekçi kesim zengin kesimden çok daha fazla vergi ödemek zorunda kalmaktadır.

Bütçede ülkedeki mevcut işgücünü arttıracak yatırımlar ve gelir dağılımındaki eşitsizliği giderecek politikaların olmayışı, önümüzdeki yıl işsizlik ve yoksulluğun giderek artacağının göstergesidir.

Bu ülkenin çalışan, üreten, artı değer yaratan emekçi kesimleri ile emeklilerinin ücretlerinde yapılacak artışlar yıllık yüzde altıyı geçmezken petrolden, doğalgazdan, cep telefonlarından elde edilecek vergi gelirlerinde iki katına yakın artış hedefleniyor.

Bunun anlamı, İktidarın gelecek yıl kamu emekçilerinin, cüzdanını,  boşaltmaya hazırlandığıdır.

Faiz ödemelerine  %12 pay ayrılan bütçede;

Adalet Bakanlığı’na 8.239.490.000 milyar lira,

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na 17 milyar 24 milyon lira,

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na 32,7 milyar lira,

Maliye Bakanlığı’na 97 milyar 43 milyon lira,

Milli Eğitim Bakanlığı’na 55,7 milyar lira,

Milli Savunma Bakanlığı’na 21,8 milyar lira ödenek ayrılırken;

Mevcut iktidarın gözbebeği Diyanet İşleri Başkanlığı 5 milyar 442 milyon liralık bütçe ödeneği ile bu yıl da çok sayıdaki bakanlığı geride bırakmıştır. Dinsel gericiliğin tırmandırılmasının, toplumsal eşitsizliklerin yarattığı tepkilerin perdelenmesinde ne denli işe yaradığı bilinmektedir. AKP gericiliğinin devlet bütçesinden Diyanet’e daha fazla pay istemesi tam da bunun içindir.

Bütçe kalemlerinden de anlaşılacağı üzere; AKP İktidarı her yıl olduğu gibi bu yılda bütçe tercihini halktan yana değil sermayeden yana kullanmıştır.

Deniz bitmiş kara görünmüştür. Krizin ayak sesleri artık bastırılamamaktadır. 2014 Bütçesi bir kriz bütçesi olarak planlanmıştır. Böylesi bir dönemde işçi ve emekçi kesimlerin gerçek ücretlerinde reel kayıpların yaşanacağı ortadadır. Sermayeden yana tercihini kullanan iktidarlar; bunun Türkiye emek tarihinde daha önce yaşanan “Büyük Madenci Yürüyüşü” gibi şanlı işçi direnişlerini tetikleyeceğini iyi bilirler… Bununla birlikte AKP iktidarı için ”Haziran Direnişi”  korkuları arttıran önemli bir deneyim olmuştur. Öyleyse toplumsal muhalefetin hızla tırmanacağı bu döneme hazırlık yapmak gerekmektedir. Bu dönemin atlatılabilmesi için emekçilerin olası muhalefeti sindirilmelidir. Bunun için polis teşkilatı ve diğer kolluk birimleri tahkim edilmektedir. En ufak hak arama eylemine TOMA’yla, panzerle, gazla saldıran AKP iktidarı bütçe giderlerinde önceliği bu nedenle emniyete ayırmaktadır.

Özetle halkçı bir bütçe tercihinin yaşama geçirilmesi büyük bir mücadeleyi gerektirmektedir ve BÜRO-İŞ bu mücadeleyi verme noktasında sonuna kadar kararlıdır.

Unutulmamalıdır ki;

Ancak emekçi iktidarı kurulduğunda insanca yaşam koşulları elde edilebilir…

EMEK-EYLEM-DİRENİŞ

İŞTE SENDİKA

İŞTE BÜRO-İŞ!

Sosyal Medyada Paylaş