BÜRO-İŞ 4. OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİ

Büro-İş Dördüncü Olağan Genel Kurulu 14-15 Mayıs 2016 tarihlerinde Ankara Gür Kent Otel’inde yapıldı: Yurdun dört bir yanından gelen delegeler, Büro-İş Merkez Yönetimini, Denetim ve Disiplin Kurullarını belirledi. Büro-İş Genel Başkanı Haydar Şahindokuyucu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasının, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinin, Atatürk devrimlerinin, Cumhuriyetimizin değer ve kazanımlarının, üniter devlet yapımızın, ekonomik, sosyal ve siyasal bağımsızlığımızın ortadan kaldırılmakta olduğunun vurgu yaparak, “Cesur bir kez, korkak bin kez ölür! Önemli olan insanın böyle bir toplumda bir mezar taşı gibi suskunluk simgesi olmamasıdır!” sözleri Genel Kurula damga vurdu.

BÜRO-İŞ, “Gurur ve Mücadele Dolu 10 Yıl” sloganıyla 4. Olağan Genel Kurulunu Ankara Gür Kent Otel Salonu’nda yaptı. Genel kurula, Türkiye’nin çeşitli illerinde üyeler ve delegeler geldi. Genel kurul salonuna yakın zamanda kaybettiğimiz “Büro-İş Kurucu üyesi Necmettin Karahan ve Durmuş Erkin”in resimleri yer aldı.

Büro-İş Genel Kurulunda, Genel Merkez Yönetim Kurulu, Büro-İş Şube Başkanları, Büro-İş İl Temsilcilikleri, üyeler ve delegeler hazır bulundu. Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük,  MYK üyeleri  Mücahit Dede, Ali Taştan, Tarım Orman-İş Genel Başkanı Şükrü Durmuş,   Ulaşım-İş Genel Başkanı Adem Çalışkan,  Kültür Sanat-İş Genel Başkanı Hamza Candanoğlu,  Tüm Yerel-Sen Genel Sekreteri Arap Mucur,  Tüm Yerel-Sen Ankara Şube Başkanı Ayşe Bilgi, TÜMÖD Genel Sekreteri Suay Kahraman,  ADD Almanya Hannover Başkanı İsmail Yıldız,  HKP Ankara İl Başkanı Av. Sayit Kıran,  Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Av. İzzet Güneş Gürseler, CHP Ankara Milletvekili Şanal Sarıhan,  CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Meclis İdari Amiri Ali Haydar Hakverdi, CHP Ankara İl Başkan Yardımcısı Hasan Yağız,   Yargıçlar Sendikası Ankara Temsilcisi Bülent Yücetürk, Yarsav Başkan Yardımcısı Defne Bülbül, Nakliyat-İş Ankara Bölge Temsilcisi Bayram Kargın,  Ankara Barosu Avukatlarından Av. Tülay Bekar, Av. Uğur Yusuf Demir ile çok sayıda üye ve delege katıldı.

Büro-İş Genel Kurulunda yoklama ve açılışını ardından Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.  Divan Kuruluna Ulaşım-İş Genel Başkanı Adem Çalışkan, Eğitim-İş üyeleri Necla Kendigelen, Nurettin Şahin seçildi.  Divan Başkanlığını Ulaşım-İş Genel Başkanı Adem Çalışkan yaptı.

Büro-İş Genel Başkanı Haydar Şahindokuyucu açılış konuşmasını yaptı. Büro-İş, Genel Kurulunda konukların konuşmalarının ardından sendikanın 10 yıllık geçmişini anlatan 10 dakikalık sinevizyon gösterisi katılımcılara izletildi.

Genel Kurulda ilk sözü alan Büro-İş Genel Başkanı Şahindokuyucu açılış konuşmasına “Büro-İş’in 4. Olağan Genel Kurulumuza katılarak bizleri bu anlamlı günde varlıkları ile onurlandıran tüm konuklarımıza, tüm yönetici arkadaşlarımıza, tüm üyelerimize ve tüm değerli katılımcılarımıza yürekten teşekkür ediyorum” sözleriyle başladı.

BÜRO-İŞ GENEL YÖNETİMİ GÜVEN TAZELEDİ

Genel kurulun ikinci gününde, Merkez Yönetim Kurulu için 1 liste ile gidildi.  Merkez Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu ve Konfederasyon Üst Kurul Delegeliği için 210 delegenin 179’unun oy kullandığı seçimde Genel Başkanımız Haydar Şahindokuyucu listelerin tüm organlarında seçildi.

YÖNETİMDE YER ALAN İSİMLER

Yeni Merkez Yönetim Kurulu şu adlardan oluştu: Haydar Şahindokuyucu, Hasan Şenkaya, Binali Keskin, Adnan Okur, Ömer Sezgin, Zeyver Baştoklu, Yalın Kılıç.

10 YILDIR ÜLKE İÇİN HER PLATFORDA KAYGILARI DİLE GETİRDİK

Şahindokuyucu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal rejiminin tehlike altında olduğunu belirterek, “Koçyiğitlerin bağ bellediği ve akıllıların para kazandığı, adeta kutsanmış bir karanlığın tahakkümünü iyiden iyiye hissettirdiği, demokrasinin ve insan haklarının ayaklar altına alındığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bilfiil Anayasal rejimi temsil edenlerce iğdiş edildiği bir dönemi hep birlikte, büyük bir üzüntü ve keder içerisinde yaşıyoruz.  En büyük üzüntü kaynaklarımızdan birisi de bugün yaşadığımız bu karanlık tablonun adım adım yaklaştığını ve bir gün tüm ülkeye egemen olacağını tam 10 yıldır her platformda ve her fırsatta ifade etmemize, hatta ve hatta etkinlik ve eylemlerimize de konu etmemize karşın bugün tüm kaygı ve korkularımızın, gelecek adına endişelerimizin, demokratik ve laik bir sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası adına karamsarlıklarımızın artık ve nihayet (!) tüm ülke düzeyinde yankı bulmuş… Türkiye mücadelesinde de örgütlü toplum olmanın ve sivil inisiyatifin öneminin tarih huzurunda bir kez daha görülmüş ve anlaşılmış olmasıdır” eleştirisinde bulundu.

“EMEK VE ÜLKEDEN SOYUTLANMA SALT ÜCRET SENDİKACILIĞINA TEŞNE BİR KÖR ANLAYIŞTIR”

Şahindokuyucu, geçmişte olduğu gibi bugünde emek ve söylemlerinin yegane konusunun emek olduğuna işaret ederek, “Bir emek örgütünün eylem ve söylemlerinin yegane konusunun emek ve alınterinin karşılığı olan ücret adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ve ücretlerin daha insanca seviyeye yükseltilmesi, insanca çalışma koşullarının yaratılması, fiziki sosyal ve teknik şartların iyileştirilmesi olduğu ve olması gerektiğini ileri sürenler çıkabilecektir. Şüphesiz ki bu söylem de belirli oranda doğru ve haklı bir söylemdir. Bununla birlikte bu yaklaşım son derece ülke gerçeklerine gözünü kapatan, sivil toplum ve inisiyatifin öneminin ayırdına varamamış, dünya ve Türkiye siyasetini doğru okuyamamış; emek ve vatan mücadelesini siyasete, vatandaşının can ve mal güvenliğini kolluk güçlerine havale etmiş ve ülke çapında olan biten her şeyden kendisini soyutlamış ve salt ücret sendikacılığına teşne bir kör anlayıştır” ifadelerini kullandı.

SENDİKAL ANLAŞIMIZIN ÇERÇEVESİ NET YOLU ATATÜRK’TÜR

Emek örgütü olmanın ve sendikacılık anlayışını çerçevesini çizen Şahindokuyucu, “10 yıl boyunca hiçbir zaman ülke gerçeklerine gözünü kapatan, sorunu salt ücret adaletsizliği veya yetersizliği olarak gören bu teslimiyetçi anlayışa sendikal anlayışımız mahkum olmamıştır. Ülkenin yangın yerine döndüğü, giderek Ortadoğu bataklığına saplandığı, terörün ve şehitlerin artık kanıksanmış saniyelik haber bültenlerinden fazlasını ifade etmediği, yayın yasaklarının, gerçeği ortaya çıkaranların vatana ihanetle suçlanıp kapalı kapılar ardında emir ve talimatlarla, gözdağı ile tehditle, şantajla yıllarda hapis cezasına çarptırıldıkları, demokrasinin ve cumhuriyetin tüm ilke ve kurumlarıyla ayaklar altına alındığı bir ortamda; bu ülkenin emekçileri olan bizlerin, gücünü emeğinden ve alınterinden alan bu tertemiz aydınlık insanların ülke ve memleket sorunlarını görmezden gelmesi ve varlık nedenini salt ücret yetersizliği ya da adaletsizliğine indirgemesi yoklukla eşdeğerdir! Bu nedenledir ki sendikamız Büro-İş; devletimizi Devlet, toprağımızı toprak, bayrağımızı şanlı Türk Bayrağı, vatanımızı Türkiye, rejimimizi Cumhuriyet yapan o yüce kurucu değerlere ve ilkelere sonuna kadar bağlı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği aydınlık yolda ilerleyen, çağdaş ve laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini sonuna kadar korumaya ve yüceltmeye ant içmiş, ülke ve memleket sevdalısı aydınlık yüreklerin oluşturduğu ve omuzlarında taşıdığı bir emek örgütüdür. Devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir” şeklinde konuştu.

EMEK VE TOPLUMSAL KONULARDA AKTİF OLDUK

Emek örgütü olmanın yanında toplumsal konularda ve ülkenin içinde geçtiği sürece ilişkin faaliyetlerinin anlatan Şahindokuyucu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ateşin sadece düştüğü yeri yaktığı bir ülkede “Ateş sadece düştüğü yeri yakmayacak” diyerek “Mehmedim Projesi” ile gazi ve şehit yakınlarına hukuki, psikolojik, sosyal ve kültürel destek sağlamaktadır. Sel felaketi sonrası Hopa’ya dost elini uzattı. Maliye emekçisinin angarya yönetmeliğine karşı dava açmıştır. Tüm yargı emekçilerini temsilen fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi doğrultusunda yargıya başvurmuştur. Kadına karşı şiddeti meşru sayan, kadın kimliğini aşağılayan, din hizmetlerini kötüye kullanan, laiklik ve Cumhuriyet değerlerini ve kazanımlarını değersizleştiren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenlere karşı hukuk çerçevesi içerisinde mücadele vermiştir”

“CESUR BİR KEZ KORKAK BİN KEZ ÖLÜR!”

“Cesur bir kez, korkak bin kez ölür! Önemli olan insanın böyle bir toplumda bir mezar taşı gibi suskunluk simgesi olmamasıdır!” diyen Şahindokuyucu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Atatürk öncülüğünde gerçekleştirilen aydınlanma devriminin emperyalistler ve yerel işbirlikçileri eliyle büyük ölçüde tasfiye edilmiş olduğunu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinin, Atatürk devrimlerinin, Cumhuriyetimizin değer ve kazanımlarının, üniter devlet yapımızın, ekonomik, sosyal ve siyasal bağımsızlığımızın ortadan kaldırılmakta olduğunu; kamusal hizmetlerin şirket yönetimi mantığı içerisinde taşeronlaştırıldığını; yasama, yürütme ve yargı ayrılığının tamamen ortadan kaldırıldığını; tek adamın ağzından çıkan sözcüklerle ülkenin yönetilmeye çalışıldığını, öyle ki seçilmiş Başbakanın dahi istifaya zorlandığı; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin etkisizleştirildiği ve tek adam sultasının sekretaryası düzeyine indirgendiğini, kamunun liyakat, eğitim ve kariyerden münezzeh bir biçimde kadrolaşmanın merkezi haline getirildiğini, bu kadrolara yer açmak için halihazırda görev yapan personele büyük baskılar uygulandığını, haksız ve hukuksuz tasarruflarla görev yerlerinden ayrılmak zorunda bırakıldıklarını, sürgüne gönderildiklerini, haklarında insafsız disiplin soruşturmaları yürütüldüğünü ve hatta hiçbir hukuki nedene dayanmaksızın haklarında disiplin cezaları verildiğini; yargının bağımsızlığının ortadan adım adım kaldırıldığını; ülkemizin Ortadoğu bataklığına sürüklendiğini hep birlikte yaşıyor ve görüyoruz.”

 “GENEL KURULDA ÇIKAN İRADE YOLUMUZU AYDINLATACAK”

Sosyal medya üzerinde seçim sonuçları hakkında açıklamada bulunan Büro-İş Genel Başkanı Şahindokuyucu, “Sendikamızın 4.Olağan Genel Kurulu Emek, Vatan ve Cumhuriyet mücadelesinde yürüdüğümüz yolun vakarına yakışır bir olgunlukla sonuçlandı. Yurdun dört bir yanından gelerek Genel Kurula katkı sunan tüm delege ve üye arkadaşlarımıza teşekkür ediyor; 4.Olağan Genel Kurulda ortaya çıkan iradenin yolumuzu aydınlatmasını diliyorum.” dedi.

Konuşmaların ardından,  hayatını kaybeden Necmettin Karahan adına Dursun Öztürk’e, Cafer Polat ve  Temel Aydın’a plaket verildi.

Büro-İş Genel Başkanı Haydar Şahindokuyucu’nun Genel Kurulu Konuşması İçin Tıklayın.

Sosyal Medyada Paylaş