Büro-İş’ten Hava-İş’e Destek

Sendikamız Büro-İş ile konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalar, Hava-İş’in hak arama mücadelesine destek vermek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem yaptı.

Eylemde, “Hava-İş Sendikası Yalnız Değildir” pankartı açıldı ve “İşçi, memur el ele, genel greve”, “Birleşe, birleşe kazanacağız”, “Hükümet istifa” sloganları atıldı.

Basın açıklamasını ise Ulaşım-İş Sendikası Genel Başkanı Adem Çalışkan okudu. Açıklama şöyle:

“Emeğinin hakkını korumak için bir yılı aşkın süredir mücadele eden Hava-İş ve onurlu üyelerini Birleşik Kamu-İş olarak saygıyla selamlıyoruz.

Türk Hava Yolları çalışanları bu mücadeleleriyle sadece sivil havacılık işkolunda çalışanların değil tüm işçi sınıfının haklarını savunuyorlar. Hatırlayalım! AKP iktidarı daha bir yıl önce havayolu grevini Meclisten çıkardığı yasayla yasaklamıştı. Bu yasağa karşı direnen 305 kardeşimiz, yaptıkları eylemler gerekçe gösterilerek işten çıkarıldılar. Ancak yollarından dönmediler. Verdikleri hukuk mücadelesi sonrasında yargı birçoğu için işe iade edilmeleri kararı verdi. Geri kalanlar içinde süreç tamamlanınca kuşkusuz sonuç bu olacak. Ama işveren hukuksuz bir şekilde bu kararları uygulamadı.

Şimdi Hava-İş, uyuşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme görüşmelerinden sonra yasal hakkı olan grev kararı aldı. Hükümet destekli işveren bu kez de yasaklatamadığı grevi çeşitli oyunlarla kırmaya çalışmaktadır.

Bir süre önce Maliye Bakanı ‘THY’yi engelleyecek her türlü girişimin karşısında biz gerekeni yaparız. THY yalnız değildir’ dedi. Bu açıklama iş barışı gereği, hukukun gereği, ahlakın gereği tarafsız olmak daha doğrusu hukuktan yana, insan haklarından yana, üretenden yana, taraf olması durumunda olan hükümetin nasılda sermayeden yana taraf olduğunun bir kez daha gözler önüne serilmesidir.

Ama biz de buradan sesleniyoruz. İşçi sınıfı dayanışmasını, işçilerin yasal grevini engelleyecek her türlü girişimin bizde karşısında olcağız. Hava-İş yalnız değildir.

Hava-İş’in hak arama mücadelesinde birçok yasa dışı müdahale yaşanmıştır. Şimdide yasadışı müdahaleyle grev kırılmak istenmektedir. Bakınız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın internet sitesinde Bakanlığın misyonu için neler yazıyor. ‘Çalışma hayatını düzenlemek, çalışma barışını sağlamak, iş sağlığı ve güvenliğini geliştiren tedbirler almak, toplumun tüm kesimlerinin sosyal güvenliğini sağlayacak ve istihdamı artıracak şartları geliştirmek, yurt dışında çalışan Türk işçilerinin çalışma hayatı ve sosyal güvenlikle ilgili hak ve menfaatlerini korumak ve bunları sürekli kılmaktır.’

Peki Hava-İş ne istiyor, ne diyor? İşverenin, sendikanın toplu sözleşmede talep ettiği hiçbir maddeyi müzakere etmemesinin toplu sözleşme hakkını fiilen ortadan kaldırdığını söylüyor.

Hava-İş, THY Yönetiminin çalışanları baskı ve korkutmayla yönettiğini, işten çıkarmakla tehdit ettiğini, hatta tehditle kalmayıp bunu yaptığını, bu tutumdan vazgeçmesi gerektiğini söylüyor.

Hava-İş, çalışanların yeteri kadar dinlendirilmesini bunun uçuş güvenliği açısından da zorunlu olduğunu, part-time çalışanlarında toplu sözleşme kapsamına alınması gerektiğini söylüyor.

Hava-İş, hasta olduğu için istirahat alan personelin işten çıkarılmayla tehdit edilerek hasta hasta zorla çalıştırılmasını istemiyor.

Hava-İş, grev yasağına karşı çıktığı için işten çıkarılan ancak yargı kararıyla dahi bu işlemin haksız olduğu anlaşılmasına rağmen işe iade edilmeyen arkadaşlarının yeniden işe alınmasını istiyor.

THY’i kar eden, uluslar arası güçlü bir şirket haline getiren çalışanlara hak ettikleri ücret artışının sağlanmasını istiyor.

Peki misyonu ‘çalışma barışını sağlamak, iş sağlığı ve güvenliğini geliştiren tedbirler almak, toplumun tüm kesimlerinin sosyal güvenliğini sağlayacak ve istihdamı artıracak şartları geliştirmek’ olan Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ne yapıyor? Bu misyonun tam tersine kamu çalışanlarının grev hakkı fiilen yok sayılırken işçilerin grev hakkını da fiilen ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Grev hakkını kullandığı için işten atılan işçilere sahip çıkmazken, Kamu çalışanlarının iş güvencesini de bir oldubittiye getirerek ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Dün Tekel fabrikalarının satışına direnen Tekel işçileri, laik demokratik çağdaş eğitimin ortadan kaldırılmasına direnen öğretmenler, demiryollarının tasfiyesine karşı çıkan demiryolcular nasıl işçi sınıfının mücadele simgesi olmuşlarsa bu günde THY işçileri onurlu direnişin simgesidirler.

Buradan ÇSGB’nı, Hava-İş’in taleplerini dikkate alarak iş barışının sağlanması için evrensel ilkeler ışığında tutum almaya çağırıyoruz. THY işverenini uzlaşmaz tutumu nedeniyle kınıyoruz. İşçi sınıfı örgütlerini THY işçilerinin mücadelesi etrafında kenetlenerek işçi sınıfının hak ve çıkarlarına yönelen bu emperyalist-kapitalist saldırıya topyekun karşı koymaya çağırıyoruz.

Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaları bu mücadeleye her zaman hazırdır.”

Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı İsmail Tutoğlu da “AKP’nin uyguladığı politikalara karşı, gerçek sendikalar yanıtı en kısa zamanda verecektir. Buradan tüm emek örgütlerine, AKP’nin emek karşıtı politikalarına karşı eylem birlikteliği yapma çağrısında bulunuyorum” dedi.

Sosyal Medyada Paylaş