Cumhuriyet;
‘Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu’ yönetim şeklidir. Demokratik,
laik ve sosyal Cumhuriyet ve onun kazanımları ırk, dil, din, inanç, cinsiyet
farkı gözetmeksizin her Türk vatandaşının ortak varlığıdır.
Cumhuriyet;
bir çağdaşlaşma, kulluktan eşit yurttaşlığa geçiş, aklı ve bilimi rehber alan
büyük bir sosyal projedir.
Cumhuriyeti;
“Bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.” olarak
ifade eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleri Cumhuriyetimizin 98. Yılına
girdiğimiz bu günlerde son yıllarda Türkiye’nin siyasal ve ekonomik yapısında
yaşanan savrulmalar sonucu gelinen noktada daha da anlam kazanmaktadır.
Atatürk
döneminde kendi ürettiği aşılar ile milyonlarca kişiyi salgından koruyan,
şekerden kağıda, demir çelikten petro kimyaya,
silahtan, ağır sanayiye tekstile, camdan ilaca, madenden enerjiye, eğitimden
sağlığa kadar kamucu politikalar ile
ülkeyi ayağa kaldırıp ekonomik büyüme ve gelişmesini sağlayıp, parasının
değerini koruyan bir Türkiye Cumhuriyetinin son 20 yılında iktidarda olan AKP
Hükümeti döneminde Cumhuriyet, "kimsesizlerin kimsesi" olabildi
mi?...
Elbette hayır.
Günümüzde
AKP Hükümetinin uyguladığı Neo-liberal ekonomi politikaları ile yoksulluk,
gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik, enflasyon, döviz kuru, faiz, özelleştirme
ve dışa bağımlılık artarak halk daha da fakirleştirilmiştir.
AKP’nin
uzak durduğu Cumhuriyetin halkçılık ve devletçilik ilkeleri ile kamuculuk
ve planlama anlayışının önemi bu günlerde daha da artmıştır.
Çözüm
olarak toplumsal barış, ekonomik ve siyasal bağımsızlık; kamucu, halkçı,
devletçi, antiemperyalist ekonomi politikaları ile sağlanabilir.
Büro-İş Sendikası olarak; Ulusumuzu demokrasi,
hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler gibi evrensel değerlerle buluşturan Cumhuriyet yönetimimizin 98. yılında; başta kurucumuz
ve ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere
aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.
Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun.