Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş öncülüğünde bağlı sendikalarımız ile
birlikte Ankara’nın kavurucu
sıcaklarında yağmur gibi yağan vergi ve zamları şemsiye açarak protesto edip
maaş artışlarını bordro yakarak tepki gösterdik.
Konfederasyonumuz üyeleri ellerinde “zam, kira, enflasyon, vergi” yazan
şemsiyeler tutarak zam yağmuruna karşı kamu emekçilerinin dayanma gücünün
kalmadığına dikkat çektiler ve “Sefalet Zammını Kabul Etmiyoruz” pankartı
açtılar.
Üyelerimiz adına Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Sekreteri Özgür
Aras açıklama yaptı:
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
KAŞIKLA VERDİLER KEPÇEYLE ALDILAR ZAM ALDATMACASINA SON VERİN!
"Bugün maaşlarımızı aldık ve gördük ki kamu emekçisi daha fakir hale
gelmiştir!
Kamu emekçileri enflasyona ezdirilmiş açlık ve sefalete mahkum edilmiştir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bir kez daha haykırıyoruz!
Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin hakkı olan seyyanen zamlar değil,
her dönem yaşadığı kayıpların giderilerek en düşük memur maaşının 32 bin TL’ye
çıkarılmasıdır.
Çünkü biliyoruz ki;
Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren maaş artışları gerçek enflasyona göre
değil TÜİK enflasyonuna göre belirlenmiş ve ücretli emekçiler iki kez mağdur
edilmiştir.
Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözülmesi mümkün
değildir !
Ülkemizde yaşam şartları ağırlaşmış pahalılık koşulları mutfakları
kavurmuştur.
Zam yağmuru; aralıksız şekilde doğalgaza, elektriğe, suya, benzine, motorine,
gıda maddelerine, hijyen ürünlerine ve ulaşıma yağmaktadır.
Ankara’nın kavurucu sıcaklarında şemsiye altında aralıksız zam yağmurundan
korunmaya çalışsak da bu şartlarda bunu başarmamız mümkün değildir.
Zamlar artık sel olmuş mutfaklarımızı, dolaplarımızı, ceplerimizi bizimle
birlikte önüne katıp süpürmektedir.
Sağanak zam yağmuruna karşı kamu emekçilerinin dayanma gücü kalmamıştır.
Türk Lirası, dolar ve euro karşısında erimekte günden güne yurttaşların
alım gücü düşmektedir.
TÜİK göre haziran ayı enflasyon verilerini aylık yüzde 3,92, altı aylık
yüzde 19,77 ve yıllık olarak yüzde 38,21 olarak ortaya çıkmıştır. Zam oranı %
17,55 olarak belirlenmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda emekliye yüzde 25 zam
verilse de 7 bin 500 TL olan emekli maaşı yerinde saymıştır.
Birleşik Kamu-İş KAMU-AR’ın araştırmasına göre Haziran enflasyonu yılın ilk
yarısında yüzde 33, son bir yılda ise yüzde 81 e dayanan bir artış yaşanmıştır.
Haziran ayı araştırmamıza göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 32 bin
liraya, açlık sınırı ise 12 bin liraya dayanmaktadır.
Dalga dalga yayılan zamlar ve kat be kat artan vergiler TÜİK rakamlarına
göre değil gerçekçi enflasyon oranında yapılmaktadır.
Ülkedeki vergi kültürü ve vergi yükü AKP iktidarıyla boyut atlamıştır.
Enflasyonun hızla artmasına paralel olarak yoksulluk da artmıştır.
Yoksulluğun büyüdüğü bir ortamda katma değer vergisi (KDV) değiştirilmiş, mal
ve hizmetlere uygulanan yüzde 18’lik KDV oranı yüzde 20’ye, yüzde 8’lik KDV
oranı ise yüzde 10’a yükseltilmiştir. Ülkedeki ağır vergilere ek vergi yükü
tamamen emekçilerin sırtına yıkılmıştır. İktidar bütçe açığını kapatmak için
KDV artışına gitmiştir. Ücretli emekçiler zenginlikten en az payı alırken en
çok vergiyi ödemektedirler.
Yapılan KDV artışı verilen zamların daha cebe girmeden alınmasıdır.
Emekçiler, ağır zamlar ve vergiler altında ezilirken patronlara vergi
istisnaları yapılmaktadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce “en düşük memur
maaşının 22 bin lira olacağı” vaadinin üzerinden 2 ay geçmemiştir ancak en
düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılacağını açıkladığı günden bugüne
çoktan erimiştir.
En düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılacağını açıkladığı gün bu
parayla 1157 dolar alınıyorken, şimdiki kur ile 837 dolar alınmaktadır. Bu
kısacık zamanda bile en düşük memur maaşının alım gücü neredeyse 320 dolar
erimiştir.
Seyyanen yapılan 8 bin 77 TL’lik zammın bugün itibariyle emekçilerin
beklentisini karşılamadığını bir kez daha belirtiyoruz. Çünkü taban aylığına ve
emekliliğe yansımayan ek artışlar zam değildir.
AKP iktidarı ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan,
gelir adaletsizliğini derinleştiren, açlığı ve yoksulluğu artıran politikalara
yönelmiştir. Maaşla çalışanlar ağır vergiler ve enflasyon altında
ezilmekte sözde maaş artışları da şimdiden yok olmuştur.
Buradan hükümete sesleniyoruz:
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; haklı ve meşru taleplerimizi
duymazdan gelmeyin.
·
Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözülmesi mümkün
değildir.
·
Enflasyona, açlığa ve sefalete karşı en az 32 bin TL olmalıdır.
·
8 bin 77 TL’lik zammın emekliliğe yansımaması kabul edilemez.
·
22 bin TL’lik maaş içindeki 11 bin 128 TL’lik kısım taban aylığına
yansıtılmalıdır.
·
İktidarın acı reçeteleri IMF politikalarının kötü kopyasıdır ve
kaldırılmalıdır.
·
Vergi yükü emekçilerin sırtına yıkılamaz
·
Enflasyon farkı, ortaya çıktığı ay itibarıyla ödenmelidir.
·
Seyyanen artıştan memur emeklisinin yok sayılması eşitlik ilkesi gereği
adaletsizliktir.
·
Emekli olacak bir memurun emeklilik kaybı 201 bin 925 TL olacaktır.
·
Tüm bunların utancının sorumlusu TÜİK’tir.
·
Bundan sonra bu seyyanen rakam, maktu rakam olarak belirlenecek ve daha
sonraki hiçbir artışa bu rakam baz teşkil etmeyecektir. Bunu kabul etmiyoruz ve
altını çiziyoruz. Enflasyon zulmünün 1 Ağustos Toplu Sözleşme sürecine
taşınmasına izin vermeyeceğiz.
Birleşik Kamu-iş konfederasyonu olarak haksızlıklar ve itibar sarsıcı bu
uygulamalar karşısında susmayacağız ve emekçilerimizin sesi olmaya devam
edeceğiz. Bu sefalet zammını da bordrolarımızı yakarak protesto ediyoruz.
"