Yasağa rağmen taleplerimizi içeren kendi fermanlarımızı yayınladık.

BASIN AÇIKLAMASI

03.07.2020

Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Ankaralılar;

Öncelikle iki hususu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz.

Birincisi; son zamanlarda sosyal medya ve değişik platformlar üzerinden kadına, aileye, yeni doğan bebeğe, insan onuruna yapılan cinsiyetçi, ahlaksız, çirkin saldırıların arttığını üzülerek görmekteyiz. Bu konu; dünya görüşün ne olursa olsun, insan olup, olmamak sorunudur. Bu tarz insanlık dışı saldırıları yapanları şiddetle kınıyoruz. Sosyal medya sınırlamalarına karşı olduğumuzu belirtir yetkili ve sorumlu kişilerin söylem ve davranışlarına dikkate ederek toplumu kutuplaştırmaması gerekir.

İkinci husus; Gerçek manada emek, hak, hukuk, adalet, demokrasi mücadelesi veren sendika ve meslek örgütlerinin faaliyetleri Ankara Valiliği tarafından sistemli olarak engelleniyor. Bu basın açıklamasını bugün açık alanda yapmayı planlamıştık. Bizler gibi başka sendika ve meslek örgütlerinin bugün Ankara’da çeşitli basın açıklaması, yürüyüş ve toplantı etkinliklerinin olduğunu bilen Ankara Valiliği Kovid-19 pandemisinin yayılmasını bahane göstererek bütün etkinlikleri 15 gün süreyle yasaklamış bulunmaktadır. Bütün kamu kurumları, düğün salonları AVM ve özel iş yerlerinin tam kapasite çalıştırıldığı bir günde, otobüsler, metrolar tıklım tıklım yolcu taşırken, Ankara Valiliğinin aldığı bu karar siyasidir,  inandırıcı değildir. Bizlerde inanmıyoruz. Bu politikalar toplumu sessizleştirme ve sindirme politikalarıdır.

            Bugün milyonlarca memur ve emeklinin maaşlarını ilgilendiren ikinci altı aylık toplu sözleşme gereği % 4 olan zamlarına ilaveten altı aylık enflasyon oranı TÜFE, TÜİK tarafından % 5,75 olarak açıklanmıştır. Açıklanan bu rakamlar bizleri hiç şaşırtmadı. Ekonomik büyümeden bizim payımıza düşen nerede? Yüzde 4 zammı bile enflasyon ile yuttular. Kovid-19 pandemisi nedeniyle halkına maske dağıtamayıp iban veren, yetmedi SMS ile 10-TL bağış isteyen, Türkiye’de 2020 yılının ilk çeyreğinde milli gelirimizin % 4.5 arttığını, hayali rakamlar içerir verilen kredilerle ekonomiye çarpan etkisinin 600 milyar TL’ye ulaştığını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanının içinde bulunduğu hükümetin rüyalarını yorumlayamayan, ayak uyduramayan TÜİK Başkanının   22 Mayıs 2020 tarihinde çarpıldığını, çarpan etkisiyle de 10 bölge müdürünün de 8 Haziran 2020 tarihinde değiştirildiğini hepimiz bilmekteyiz. Hükümet; önce TÜİK’in yönetim kadrosunu şimdide bu açıklanan enflasyon oranları ile de memur ve emeklileri çarpmış oldu.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Ar-Ge biriminin; halkın en çok tükettiği 77 gıda maddesini esas alarak yaptığı çalışmaya göre  gıda harcamalarında yılın ilk yarısındaki toplam artış yüzde 12,3 olmuştur. Enflasyonun onda birini memur ve emeklilere vermek soygun ve sömürü düzeninin yeni pik noktasıdır. Kanunu görevini yapmayıp, rakamları manipüle ederek, emekçileri mağdur eden TÜİK yönetimi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuyoruz.

Hükümetin halkın refah düzeyini yükseltecek  projeler üretmesi gerekirken ülkeyi fermanlar ile yönettiğine şahit olmaktayız. Bu süreçte hükümetin halkı kutuplaştırıp, bölüp parçalayarak yönetmek üzerine kurulu yandaş ve sermaye odaklı politikaları dikkat çekmektedir.

Bunlara örnek vermek gerekirse;

-Ranta yönelik Kanal İstanbul ihalesinin yapıldığını,

            -Dünya harikası ve mirası olan Salda Gölünün tarumar edildiğini,

           -Toplumu ayrıştırmak için yandaş ve sarı sendikaları besleyip, kollayarak  emekçileri ayrıştırdığı gibi yargının savunma ayağı olan baroları da çoklu baro adı altında ayrıştırıp parçalamak istediğini,

-Çalışanların yedi ceddini fişleyecek olan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği halde yeniden farklı yöntemlerle kanunlaştırmaya çalıştığını,

-Asker ve sivil memurların çoluğunun çocuğunun boğazından, nafakasından kısıp biriktirdiği paralar ile kurdukları OYAK’ı TÜP gibi patlatıp içinin boşaltıldığını,

-Özgür basının susturulmaya çalışıldığı, bu amaçla gazetecilerin tutuklandığını, basın kuruluşlarına hukuksuz cezalar verildiğini,

           -Ülkemizin kurtuluş savaşı milli kahramanı olan, Atatürk’ün ailesine  ÇİĞİLTEPE soyadını  verdiği ve Atatürk’ü ağlatan kahraman komutan olarak bilinen Albay Reşat ÇİĞİLTEPE’nin Ankara Mamak’ta askeri lojmanlar içerisinde bulunan okula verilmiş adının kaldırılarak, para için milli eğitim vakfına bağış yapan bir kişinin adının  verildiğini,

-Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adı altında çalışanın kıdem tazminatına el konulmak istendiğini kaygıyla izlemekteyiz.

Buradan işçi emekçisi kardeşlerimizi sesieniyoruz. TES ağzınıza sürülmek istenen zehirli bir parmak baldır. Bu hükümete elinizi verseniz kolunuzu kaptırırsınız. Kıdem tazminatınıza sahip çıkın. Bizler Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve ona bağlı Büro-İş Sendikası olarak sizlerin her zaman yanınızdayız.

Uygulanan yanlış ve yandaş ekonomik politikalar sonucu emekçi her geçen gün açlık ve sefalete mahkum edilmektedir. Bunun taşeronluğunu da TÜİK yapmaktadır. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları halkın gerçek tüketim harcamalarını değil “ekmek elden su gölden” hayatını saraylarda sürdürenlerin enflasyonunu yansıtmaktadır.

Gelinen noktada kamufle edilmiş adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi olsa da aslında Türkiye ferman ile yönetilir bir ülke durumuna getirilmiştir. Ağır ekonomik koşulların maliyeti fermanlar ile emekçilerin sırtına yüklenmekte, yandaş bürokrat ve siyasilerin vergisi ise millete ödetilmektedir. Kovid-19 pandemisi plato yaptı ancak sömürü düzeni artarak yeni pikler  yapmaya devam ediyor. Fermanlar; yandaş sermayeye derman, emekçi için hüsran olmaktadır.

Açıklanan bu sahte enflasyon oranları ve artan oranlı vergi dilimi sayesinde bırakın zam almayı reel olarak Ocak/2020’de elimize geçen maaş gelirinin altına bile düşmüş bulunmaktayız.

Bu kapsamda kamu emekçileri olarak ekonomik, sosyal ve demokratik taleplerimizi fermanlarımız ile  ilan ediyoruz.

-Kamu emekçileri olarak geçmiş kayıplarımızın da göz önünde bulundurulması ile en az % 50 ek zam talep ediyoruz.

- Ekonomik büyümeden pay istiyoruz.

-Toplu sözleşme masası yeniden kurulsun. Bu şartlarda bırakın 2021 yılını,   2020 yılını bile çıkaramayız.

-Asgari ücret vergi dışı olsun, düşük ücretli gelir grupları için ilk vergi dilimi 100 bin TL, vergi oranı da % 10  olsun.

-Emeklilere her iki bayramda verilen 1.000-TL bayram ikramiyesi bütün emekçilere verilsin, yıllık artışlar Yeniden Değerleme Oranında artırılsın.

-3600 Ek-Gösterge bütün çalışanlara verilsin.

-Ek Ödemeler Emekli Keseneğine sayılsın.

-Sözleşmeliye Kadro Verilsin.

-Yardımcı Hizmetler Sınıfı Kaldırılsın.

-TSK Sivil Memurlara yıpranma ve yan ödeme verilsin.

-Uzmanlar arasında merkez & taşra ayrımı kaldırılsın.

-EYT sözü yerine getirilsin.

-Sözlü Sınavlar Kaldırılsın.

-Çalışanı fişleme yasası olan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması kanunu iptal edilsin.

-Milli kahramanımız Albay Reşat ÇİĞİLTEPE’nin ismi tekrar aynı okula verilsin.

            -Sendika, meslek kuruluşları ve yargı üzerinde vesayet kurulmasın. Barolar çoklu baro adı altında bölünmesin. Bölünecekse sermayenin çatı kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bölünsün. Hakim ve Savcılarda kendi HSK’ sını kursun.

            -Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın, özgür basın kuruluşlarına hukuksuz olarak verilen cezaların kaldırılmasını istiyoruz.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.

Sosyal Medyada Paylaş