Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.

8 Mart;

Vahşi kapitalizmin sömürü düzenine karşı 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemesi nedeniyle bir tekstil fabrikasında greve başlamasıyla beraber polisin işçilere saldırarak fabrikaya kilitlemesi ve çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucu çoğu kadınlar olmak üzere 129 kişinin can vermesi anısına,  baskı ve şiddete karşı duran dünya emekçi kadınlarının günüdür.

Aradan geçen 164 yıl boyunca günümüzde de kadınlar en çok şiddete maruz kalan, ezilen kesimlerin başında gelmektedir.

Ekonomik kriz ile beraber Kovid-19 salgını da olumsuz olarak ekonomik yönden en çok kadınları etkilemiştir. Kadın istihdam oranı azalmış, çalışan kadınların salgın döneminde sömürüleri daha da artmıştır.

2016’da 289, 2017’de 346, 2018’de 405, 2019’da 421, 2020’de 408, 2021’in 65. gününde 67 kadının şiddete uğrayıp öldürülmesi ve her geçen yıl bu verilerin artmasının sebebi Türkiye’de yönetimi elinde bulunduran siyasal iktidarın uygulama ve söylemlerinin sonucudur.

8 Mart’ın arifesinde; Son 2 gün içinde önce Aydın’da 92 yaşında yaşlı bir ninemize tecavüz edilip hunharca katledilmesinden sonra Samsun’da bir kadınının çocuğunun önünde sokakta öldüresiye dövülmesinin ardından Ankara’da kocası tarafından 4 çocuğunun gözü önünde eşini bıçaklayarak öldürmesi kadınlara karşı vahşetin gittikçe arttığının işaretidir.

Böylesi bir ortamda yasaların ve İstanbul Sözleşmesi’nin bertaraf edilmesi, mağdurların twitter gibi sosyal medya üzerinden sesini duyurabilmesi kadına karşı şiddetin geldiği noktayı göstermekte ve şiddeti teşvik eder duruma gelmiştir.

Büyük ve güçlü ülkeleri kadınlar inşa eder ve kadınlar muhafaza eder. Kadınlar sayesinde her şey güzelleşir, anlam kazanır. Kadınların yok sayıldığı toplumlar ise karanlıkta kalmaya mahkûmdur.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir’ diyerek Türkiye’yi kadınların inşa edeceğine inanmış ve Türk kadınına yaşadığı dönemin çok ötesinde haklar vermiştir.

Özgüvenleri yüksek, cesur, eğitimli kadınlarımızın, ekonomiden siyasete, ticaretten sosyal hayata her alanda sayılarının artması, ülkemizi daha ileri ve gelişmiş bir seviyeye taşıyacaktır. Üreten kadın ve emek veren kadın güçlü toplum demektir.

         Bu vesileyle 8 Mart’ı mücadelenin, sömürüye başkaldırının miladı kabul edip, insan hakları temelinde kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik yaşamda hak ettikleri yere geldikleri eşit bir dünya özlemi ile başta şehit anneleri olmak üzere Türkiye’mizin ve dünya üzerindeki tüm kadınların Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.

                                                         Büro-İş Sendikası

                                                    Merkez Yönetim Kurulu

Sosyal Medyada Paylaş