Hukukun Bittiği Yerde Tiranlık Başlar

Almanya’daki Deniz Feneri e.v skandalı ile ilgili Alman adaleti son derece yoğun ve hızlı bir şekilde soruşturmasını tamamlamış, sorumlular hakkında gerekli cezaları vermiştir.

Anılan derneğin Türkiye ayağında yürütülen soruşturma; Almanya’daki soruşturma dosyasının aylarca bir türlü getirilememesi, getirildiğinde yine aylarca tercüme edilememesi ve özellikle siyasi mülahazalarla hareket edilerek sürüncemede bırakılması nedenleri ile sorumluların yargı önüne çıkarılarak hesap vermelerine son döneme kadar açıkça engel olunmuştur.

Her türlü siyasi baskı ve yönlendirme girişimlerine rağmen; son 1 aylık dönemde, vatandaşlarımızın kutsal duygularını istismar ederek elde edilen büyük ölçekteki haksız kazançların izini süren ve sorumluların cezalandırılması yolunda adım atan Cumhuriyet Savcılarına karşı bir takım medya organlarında başlatılan amansız bir karalama kampanyasının ardından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından da inceleme başlatılmıştır.

Siyasi iktidarın Almanya’daki soruşturmanın tamamlanıp davaların açılmasından ve sonuçlanmasından aylar hatta yıllar sonra Türkiye’de başlatılan soruşturmanın önünde özellikle engelleyici bir rol üstlendiği kamuoyunca yakından bilinen bir gerçektir.

Sorumluların yargı önünde hesap vermeleri adına yavaş da olsa ilerleyen süreçte, siyasi mülahazalarla adaletin tecellisinin önüne geçilmeye çalışılması ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları üzerinde baskı uygulanmasına ve tüm yargıya gözdağı vermeye yönelik işlemlere kayıtsız kalınması mümkün değildir.

Gerçek, sahip olduğumuz en önemli değerdir. Gerçekler örtbas edilir halktan gizlenirse, siyasi iktidarlar gerçeği kendi koltuklarının ve iktidarlarının bekası adına gerçeği eğip bükerlerse, adalet ve yargı; siyasi iktidarlar elinde toplumu idare etmenin bir aracı haline dönüştürülürse, bağımsız yargıdan nalıncının keserine uygun, söz dinleyecek bağlı bir yargı devşirilmeye çalışılırsa o ülkede hukuktan ve adaletten de bağımsız yargıdan da bahsedilemez.

Hukuk, haksızlıklar ve hukuksuzluklar karşısında da sığınılacak yegâne limandır. Uygar bir ülkede tüm kurumlara ve vatandaşlara düşen; adil, hızlı ve güvenilir soruşturma ve davalarla sorumluların yargı önüne çıkarılması ve adaletin bir an önce tecelli etmesine yardımcı olmaktır. Şüpheli ve sanıkların kişilik haklarına hassasiyetle saygı gösterilmesi ve yargı kararı olmadan hiç kimseyi vicdanlarda mahkum etmemektir. Hukukla ve hukukun genel ilkeleriyle bağlı olan devlet olan hukuk devletine düşen de budur.

Unutulmamalıdır ki “hukukun bittiği yerde tiranlık başlar”.

Birleşik Büro-İş Sendikası
Genel Başkanı
Haydar Şahindokuyucu

Sosyal Medyada Paylaş