ÜYESİ OLUNAN SENDİKANIN YETKİLİ KURULLARINCA ALINAN KARARA İSTİNADEN SENDİKAL ETKİNLİKLERE KATILMAK, DİSİPLİN SUÇU TEŞKİL ETMEMEKTEDİR.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 2, 51, 90. maddeleri, 4688 sayılı Kanun, 87 ve 151 sayılı ILO
sözleşmeleri, İHAS’ın 11. maddesi, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının 28.
maddesi ile yerleşik yargı kararları çerçevesinde üyesi bulunduğu sendikanın
yetkili kurullarının almış olduğu karara uygun davranan Devlet memuru ve kamu
görevlileri hakkında ceza tecziyesine gidilmesine hukuken olanak
bulunmamaktadır.
Bu çerçevede, sendika ve
konfederasyonların yetkili kurullarının aldıkları kararlara istinaden sendikal
etkinlik ve toplantılara katılmak, sendikal faaliyetlerde bulunmak veyahut
eyleme iştirak etmek disiplin suçu teşkil etmediği gibi Anayasa ve insan
hakları sözleşmeleri ile güvence altına alınan sendikal faaliyet hakkı
kapsamındadır.
Anayasa Mahkemesinin
06.01.2015 tarih ve 2013/8517 Başvuru Numaralı kararı ve 06.01.2015 tarih ve
2013/8516 Başvuru Numaralı Kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun
22.5.2013 gün ve E: 2009/1063, K: 2013/1998 sayılı kararı da aynı yöndedir.
Bu çerçevede, ülkemiz
genelinde sendikamızın bağlı olduğu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun yetkili
kurullarınca almış olduğu ve sendikamızın da yetkili kurullarınca uygun bulduğu
şekilde, 13 Ocak 2025 günü, üretimden gelen gücümüzü kullanarak tüm
işyerlerinde iş bırakma eylemi gerçekleştirilecektir.
Mevcut ekonomik kriz
durumu, demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, adaletten eğitime kadar
tüm kamu hizmetlerinde görülen ve çözüm üretmek yerine bahane üretilen sorunlar
karşısında kamu emekçilerinin haklı talep ve isteklerini Anayasal güvence
altında ortaya koymalarından daha tabi bir durum olamaz.
Bu çerçevede kamu
emekçilerinin üyesi oldukları sendikanın kararı ve sendikanın bağlı olduğu konfederasyonunun
kararına istinaden sendikal faaliyet kapsamındaki Anayasal hakkını kullanmaları
sınırlandırılamayacağı gibi engellenemez.
Kamu emekçilerinin
Anayasal güvence altında sendikal faaliyetlerinin engellenmesi idareciler
açısından TCK'nun 118/1 maddesi kapsamında suç teşkil edecektir. 2005/14
sayılı Başbakanlık Genelgesi de aynı yöndedir.
Sendikaların faaliyet
alanına giren kamu kurum ve kuruluşlarındaki faaliyetlerinin engellenmesi, kamu
görevlilerinin sendikal haklarını kullanmalarına müdahale edilmesi, sendika
yöneticileri, temsilcileri veya üyelerine herhangi bir şekilde baskı yapılması,
faaliyetlerin engellenmesi, sendikal faaliyetlerinin kısıtlanması gerek ulusal
mevzuatımız gerekse ülkemizin imzaladığı uluslararası sözleşmelere göre suç
sayılmaktadır.
Bilgilerinize
saygı ile sunarız.
Büro-İş
Sendikası Genel Merkezi
Örnek savunma metni:
……………………………….’NA
Konu : ………………. tarih ve
……………….. sayılı yazınıza istinaden savunmamın sunulmasına ilişkindir.
Yukarıda yazılı tarih ve
sayılı yazı ile ………………. tarihinde mazeretsiz olarak mesaiye gelmediğimin tespit
edildiğinden bahisle savunmam istenmektedir.
Savunmamı süresi içinde
sunuyorum.
Türkiye'nin de imzaladığı
ve 16.06.1989 tarihinde onayladığı Avrupa Sosyal Şartının Örgütlenme hakkı
olarak adlandırılan 5. maddesinde tarafların çalışanların ve çalıştıranların
ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak için yerel, ulusal ve uluslararası
örgütler kurma ve bu örgütlere üye olma özgürlüğünü sağlamak veya geliştirmek
amacıyla ulusal mevzuatın bu özgürlüğü zedelemesini veya zedeleyici biçimde
uygulanmasını önlemeyi taahhüt ettikleri, bu maddede öngörülen güvencelerin,
güvenlik güçleri için hangi ölçüde uygulanacağının ulusal yasalarla veya
düzenlemelerle belirtileceği, herkesin çıkarlarını korumak için başkalarıyla
birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu, bu
hakların kullanılmasının demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde
olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin
sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla
sınırlanabileceği düzenlenmiş; 151 sayılı ILO Sözleşmesinde kamu görevlilerinin
tanınan örgütlerinin temsilcilerine, çalışma saatleri içerisinde veya dışında
görevlerini çabuk ve etkin bir biçimde yerine getirebilmelerine olanak verecek
şekilde kolaylıklar sağlanacağı, her türlü yöntemin en geniş biçimde
geliştirilmesi ve kullanılmasını teşviki için gerektiğinde ulusal koşullara
uygun önlemler alınacağı; Sendika Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması
Hakkında 87 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi’nin 3. maddesinin 2.
fıkrasında Kamu makamlarının sendikal örgütlenme hakkını sınırlayacak veya bu
hakkın yasaya uygun bir şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü
müdahaleden kaçınması gerektiği, 8/1 ve 8/2 maddesinde çalışanlar ve
işverenlerin ve bunlara ait örgütlerin bu sözleşme ile kendilerine tanınan bu
haklarını kullanmada, diğer kişiler ve topluluklar gibi yasalara uymak zorunda oldukları,
yasaların bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verici nitelikte
olamayacağı veya zarar verici şekilde uygulanamayacağı, 11. maddesinde bu
sözleşmenin yürürlükte bulunduğu Uluslararası Çalışma Örgütünün her üyesinin
çalışanların ve işverenlerin örgütlenme hakkını serbestçe kullanmasını sağlamak
amacıyla gerekli ve uygun bütün önlemleri almakla yükümlü oldukları
düzenlenmiştir.
Anayasada usulüne göre
yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmaların kanun hükmünde olduğu
düzenlenmiş olup; “Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına
İlişkin 87 sayılı Sözleşme”, “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının
Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151
sayılı Sözleşme”, “İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin
Sözleşme” gibi usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş Milletlerarası
Antlaşmaların, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukuktaki bir hüküm gibi
uygulanması gerektiği ve bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasında
bulunulamayacağı açıktır.
Anayasanın 51. Maddesinde
çalışanlar ve işverenlerin üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal
hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın
sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten
serbestçe çekilme haklarına sahip oldukları; kimsenin bir sendikaya üye olmaya
ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamayacağı; sendika kurma hakkının ancak, millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk
ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabileceği; sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil,
şart ve usullerin kanunda gösterileceği düzenlenmiş; böylelikle Anayasa,
memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve
yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük
işlerinin kanunla düzenleneceğini açıkça öngörmüş olmakla düzenlenecek olan
yasanın da esaslarını belirlemiştir.
Sendika ve
konfederasyonların yetkili kurullarının aldıkları kararlara istinaden sendikal
etkinlik ve toplantılara katılmak, sendikal faaliyetlerde bulunmak veyahut
eyleme iştirak etmek disiplin suçu teşkil etmediği gibi Anayasa ve insan
hakları sözleşmeleri ile güvence altına alınan sendikal faaliyet hakkı
kapsamındadır.
Anayasanın 2, 51, 90.
maddeleri, 4688 sayılı Kanun, 87 ve 151 sayılı ILO sözleşmeleri, İHAS’ın 11.
maddesi, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının 28. maddesi ile yerleşik yargı
kararları çerçevesinde üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarının almış
olduğu karara uygun davranan Devlet memuru ve kamu görevlileri hakkında ceza
tecziyesine gidilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin
06.01.2015 tarih ve 2013/8517 Başvuru Numaralı kararı ve 06.01.2015 tarih ve
2013/8516 Başvuru Numaralı Kararı da aynı yöndedir.
Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulunun 22.5.2013 gün ve E: 2009/1063, K: 2013/1998 sayılı
kararında da iç hukuk hükmündeki uluslararası sözleşmelerin yasalarla çelişmesi
durumunda sözleşme hükümlerinin öncelikli uygulanacağını kurala bağlayan
Anayasanın 90/son maddesi uyarınca AHİS'in örgütlenme özgürlüğünü koruyan
11.maddesi karşısında; sendikaların iş bırakma eylemlerine katılan sendika
üyelerine ceza verilemeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır.
Üyesi olduğum sendikanın
kararı ve sendikanın bağlı olduğu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun kararına
istinaden sendikal faaliyet kapsamındaki Anayasal hakkımı kullandım.
Yer verilen mevzuat
hükümleri çerçevesinde; Anayasa ve ilgili uluslararası ve ulusal mevzuat hükümleri
doğrultusunda; ortada hakkımda disiplin cezasını gerektiren herhangi bir eylem
ya da hal bulunmamaktadır.
Anılan nedenlerle;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. Maddesinde yer alan "hukuk
devleti" ilkesi dikkate alınarak; hakkımda ceza tecziyesine yer olmadığına
karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. ../…./2025
………………………………………..
İŞ BIRAKMA EYLEMİNE DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEYECEĞİ HAKKINDA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
İş Bırakma Eylemi Hakkında AYM Kararı 1 https://www.burois.org.tr/dosyayukle/247_aym
1.pdf
İş Bırakma Eylemi Hakkında AYM Kararı 2 https://www.burois.org.tr/dosyayukle/733_anayasa-mahkeme-karari-sendikal-eyleme-disiplin-cezasi-verilemez.pdf